top of page

Koleksiyonerliğin 5N 1K'sı | N5 - Neden Almalıyım?


Paha biçilemeyen bir sanat eserini, ya da basit bir posta pulunu dahi almanız için binlerce neden yazabilirim. Fakat bu konu üzerinde daha sonra daha detaylı bir yazı yazmak niyetindeyim. Bu nedenle şimdilik bir kaç ana başlık altında kısa değerlendirmelerle konuya dikkatinizi çekmek istedim. Aşağıdaki bazı başlıkların altındaki fikirlerimi belki biraz materyalist bulabilirsiniz. Ancak, okuyacaklarınız bu konunun daha net şekilde anlaşılabilmesi için verilmiş örneklerdir. Bir koleksiyoner yalnızca etrafa para saçarak birşeyleri biraraya toplayan bir toplayıcı değil "nitelikli parçaları biraraya toplayan nitelikli bir alıcıdır". Ve gerçek bir koleksiyoner; tarihe, medeniyete, sanata, kültüre, yani toplumun temelini oluşturan tüm dinamiklere katkıda bulunan önemli bir aktördür. Dolayısıyla gerçek bir koleksiyoner her ne kadar kendisi için birşeyleri biraraya getiriyor gibi görünse de; aslında (bilerek ya da bilmeyerek) toplumsal bir rol de üstlenmiş durumdadır. Rolünü iyi oynamak isteyen gerçek bir koleksiyoner de "neden aldığını" bilmelidir:

YATIRIM YAPMAK İÇİN ALMALISINIZ : Koleksiyonluk diyebileceğimiz her parça yatırım değeri taşımaz. Fakat yatırım değeri taşıyan koleksiyonluk eserlere sahip olmak, koleksiyonerliğin en başta gelen ve en cezbedici yanlarından biridir ve bittabi bu, koleksiyonerliğin doğasında vardır. Yüksek bedeller ödenerek alınan koleksiyonluk parçaların parasal değerlerinden çok, benzersiz bir eser oluşundan ve imzasından başlayarak sayabileceğimiz bir çok faktör eserin yatırım değerini belirler. Bu yatırımı zaman içerisinde daha değerli kılmak için çabalamak, bu alana yatırım yapan herkes için kabul edilebilir bir yaklaşımdır. Kazandığınız paranın bir kısmını bir yat alıp mavi tura çıkmak için kullanmak yerine, sanat eserleri satın almak, bunu benzersiz bir koleksiyona dönüştürmek ve böylece toplumun sosyo-kültürel dokusuna da bir katkıda bulunmak niyetindeyseniz, bu çabalarınızın karşılığında bir yatırım getirisi beklentisi içerisinde olmanız en doğal hakkınızdır. Doğru eserlere yatırım yapmak her bir eserin getirisinin zaman içerisinde tek tek artması ile koleksiyonunuzun değeri 2+2=4 olmayacak; koleksiyonunuzun toplam değeri üzerinde geometrik bir etki oluşturarak, görece daha az değerli olanları da etkileyerek marka değeri etkisi yaratacak ve sizin abaküsünüzde 2+2=8 yapar hale gelecektir. İşte tam da bu nedenle bazen yatırım yapmak için de almalısınız...

KİMSENİN SAHİP OLAMADIKLARINA SAHİP OLMAK İÇİN ALMALISINIZ : Toplumun özellikle gelir düzeyi yüksek olan grupları içerisinde, alım gücü konusunda herkes hemen hemen eşit düzeydedir. Herkes aynı marka arabayı alabilir, aynı marka saati takabilir ya da aynı egzotik adada tatil yapabilir. Fakat herkes Şeyh Hamdullah imzalı bir el yazması Kur'an-ı Kerim'e, ya da Osman Hamdi'nin "Kaplumbağa Terbiyecisi"ne sahip olamaz. Bu da bir koleksiyonerleri dahil olduğu sosyal sınıf içerisindeki diğer insanlardan yalnızca ekonomik olarak değil aynı zamanda kültürel olarak da ayırdeden önemli bir detaydır. Herkes aynı özel yapım Bentley ile bir sergiye gidebilir ama yalnızca o sergideki eserlerin sahibi olan kişi gelen diğer konuklardan farklıdır. Farklı olmayı kim istemez ki? İşte bazen bu farklılığı yaşamak için de almalısınız...


KORUMAK İÇİN ALMALISINIZ :

Bu fotoğrafı daha önce gördünüz mü? Bu insanlar, "modern dünyanın demokrasi havarilerinin", işgal ettikleri Irak topraklarından "çaldığı" eserleri Louvre Müzesi'nde görüp ağlayan iki Iraklı... Bence en çok bu nedenle almalısınız. Çünkü, bizim sahip çıkamadıklarımıza mutlaka başkaları sahip çıkacaklardır. Bugüne kadar giden gitti, bari elimizde kalanlara hakkıyla sahip çıkalım. Bu noktada Devletimiz'in üzerine düşen görevden daha fazlası belki de bizim üzerimize düşüyor. Koleksiyonerlerimiz tarafından satın alınarak sahip çıkılan her eser, aynı zamanda yurtdışına kaçırılmasını engellediğimiz bir eserdir. Bu eserler kendi dönemini anlatır, sanatçısını anlatır, ait olduğu toplumun geçmişini ve geleceğini anlatır. Koleksiyonunuz için aldığınız şey bir posta pulu da olsa, nadir bir sanat eseri ya da antika bir obje de olsa; o parça üretildiği döneme dair tarihe düşülmüş bir kayıttır aslında. Ve bu kayıtlar toplumların hafızalarıdır. Bazen satın alınan basit bir eser üzerindeki bir not, bir imza, bir sanatçının o güne kadar hiç görülmemiş bir tablosundaki bir detay, antika bir objede kullanılan bir malzeme ya da materyal, önemli bir tarihsel olayın aydınlatılmasını sağlayabilir. Bu niteliklere sahip eserler kendi haline bırakıldıkları yerde tamamen yokolabilirler, yurtdışına kaçırılabilirler, izleri kaybedilebilir. Bu eserler biraraya toplandıklarında, kayıt altına alınır, restorasyon gerekenler restorasyona tabi tutulur, konservasyon (koruma) işlemleri yapılır, niteliklerine uygun şekilde muhafaza/segileme koşulları oluşturulur. İşte koleksiyoner bu parçaları biraraya toplayarak, bu yokoluşu durduran, (zamanı geriye döndürüp) bu eserleri yeniden toplumun hizmetine sunan ve böylece kültürel hafızamızı canlı tutan önemli koruyuculardır. Milli kültür-sanat hazinelerimizi ve toplumsal hafızamızı korumak için de almalısınız...

MEDENİYETİMİZİ GELECEĞE TAŞIYABİLMEK İÇİN ALMALISINIZ : Koleksiyonerler çoğu zaman yatırım amaçlı ya da materyalist bir yaklaşımla kimsenin sahip olamadığına sahip olma güdüsü ile eser toplamazlar. Koleksiyonerler aynı zamanda önemli bir toplumsal sorumluluk alarak kendi öz kaynaklarını, belki alilelerinin gelecekte rahat bir yaşam sürmelerini sağlayabilecek birikimlerini, toplumsal bir fayda için kullanırlar ve medeniyetleri besleyecek ve toplumların kültür sanat dünyalarını geliştirecek/zenginleştirecek yatırımlar yaparlar. Yanyana konulan her bir eser ile zenginleştirilen her bir koleksiyon, medeniyetimizi hem geliştiren ve hem de gelecek kuşaklara bağlayan önemli birer köprüdür. Geçmişten geleceğe sağlam köprüler kurabilmek için de almalısınız...





11 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page