Daha çok gazetecilik literatüründe haber hazırlama sürecinde bir yöntem analizi olarak kullanılan bu metodun, koleksiyon yönetimi konusunda işleri oldukça kolaylaştıracak bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Uzun yıllardır bir çok kez karşılaştığım; “Neyi, ne zaman, nasıl, nereden, neden ve kimden almalıyım” sorularına koleksiyonerlerin ya da sanat profesyonellerinin verecekleri cevaplar ile koleksiyon bazında analizler yapılabileceği gibi, örneğin bir sanatçıya ya da belli bir tarza dönük olarak da tercihler şekillendirilebilir.
Fakat hepsinden önce sorulması gereken ilk soru ‘nasıl koleksiyoner olunur?’ sorusudur: Kuşkusuz koleksiyonerlik zaman ve imkân meselesinin ötesinde, bence önce bir tutku ve kültür meselesidir. Fakat tabii ki, yatırım değeri ve dolayısıyla zaman içerisinde getirisi yüksek olan sanat eserleri ya da antikalar topluyorsanız, koleksiyonunu yaptığınız bu parçaların ne kadar nadir olduğu ve sanatçısının imzası, koleksiyonunuza kümülatif anlamda bir değer katacağı gibi, koleksiyoner olarak da sizi diğerlerinden ayıracaktır. Herkes bir gün çok para kazanabilir, ama çok para kazanmış olan herkes bir gün Vincent Van Gogh’un “Yıldızlı Gece” tablosuna, ya da Kayışzade Hafız Osman’ın el yazması bir Kur’an-ı Kerim’ine veya Ming Hanedanı dönemine ait 500 yıllık bir porselen vazoya sahip olabilmesi mümkün olamayabilir.